1.SAFHA ( Almanya )
Uğur Işılak 15.11.1971 yılında Almanya’nın Neviges şehrinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Almanya’da tamamladıktan sonra
Açık Öğretim İktisat Fakültesinde öğrenimine devam etti. Çocukluğunu, Almanya’nın Neviges şehrinde geçiren sanatçı, daha sonra ailesiyle birlikte Gelsenkirchen şehrine taşındı. Henüz çocukluk yıllarında, şiire ve şairlere olan merakı ile sekiz
yaşlarında ilk şiirlerini yazmaya başladı. Oniki yaşlarında ağabeyi Abdullah Işılak’tan, bağlama çalmayı öğrendi. Bağlamada ustalaşmasıyla birlikte, genelde halk edebiyatı normlarında yazdığı şiirlerini, onüç yaşında bestelemeye başladı
ve ilk albümünü 1988 yılında dinleyicinin beğenisine sundu. Albümün promosyonuyla beraber Avrupa’nın muhtelif yerlerinde konser verdi. Kendi kaset çalışmalarını devam ettirmek amacıyla 1990 yılında Almanya’da ses kayıt stüdyosu kurarak aranje ve tonmaisterlik yeteneklerini de geliştirdi. Yaklaşık 15 yıllık profesyonel sanat hayatında, sözü ve müziği kendisine ait olan 250’ye yakın eser ve titizlikle elediği yüzlerce şiir ortaya koydu.
2. SAFHA ( Türkiye )
Dönen Alçak Olsun isimli yeni albümünü müzikseverlere sunmak amacıyla Temmuz 1998 yılında Türkiye’ye yerleşen sanatçı, yapım, promosyon ve
dağıtım amacıyla ‘Divan Müzik’ şirketini kurdu. 2000 yılında aynı şirkette çıkardığı Söyleyeceklerim Var isimli albümüyle sanat dünyasında, saygın bir konum edindi. Sanatçı, 2001 yılında çıkardığı Yıldırım Gibi albümü ve Ben Ağlarsam Kıyamet Kopar adlı Albümüyle de sanatındaki derinliği bir kez daha kanıtladı. Albümün promosyonuna paralel olarak 8 hafta
‘Uğur Işılak’la Ozanca’ isimli kendi TV programını sundu. Bir yandan kaliteli eserleri, şahsiyetli davranışları, vakarlı duruşu, edebi ve güzel türkçesiyle, sanatçı(lık) profilini yansıtırken, diğer yandan Anadolu değerlerine bağlılığı ve magazin dünyasından uzak kalışıyla halkla bütünleşti. Türkiye ve Avrupa genelinde verdiği konserler, çeşitli üniversite ve sivil toplum örgütlerinde yaptığı seminer ve ‘Anadolu Gönül Sohbetleri’, yayınlanan haber ve röportajlarıyla gerçek bir ‘sanat adamı’ profilini ortaya koydu. Ozanlık geleneğinin ruhunu batı sazlarıyla buluşturarak, Türk müziğine yeni bir kimlik kazandırmanın yanı sıra, bu tarzı tüm dünyaya duyurmayı kendisine misyon edinen Uğur Işılak,
düzenli olarak TV programı sunmayı ideallerine uygun yazılmış bir senaryoyla, ilk sinema filmini çekmeyi planlıyor.